
Sürpriz rotalar, sıradışı fırsatlar
Hesaplı 7 alternatif tatil noktası
Favori tatil noktalarınızı bu hareketli alternatiflerle değiştirin ve kazançlı çıkın. Konaklama için seçtiğimiz harika otellere de mutlaka göz atın. Unutmayın, üyeler her zaman en iyi fiyatlardan yararlanır.
Osaka: Tokyo için trend olan bir alternatif
Japonya'nın neon ışıklarla bezenmiş devasa şehirlerinden birini ilk kez ziyaret ettiğinizde kendinizi bunalmış hissedebilirsiniz. Ancak Osaka'nın göreceli daha uygun olan boyutu misafirlerin şehre hızla adapte olmasını sağlar. Bu da oldukça faydalı olur. Şehirde durmaksızın alışveriş yapmaktan insanları izlemeye ve Tokyo’nun Harajuku bölgesine benzeyen hareketli Amerikamura'nın barlarını keşfetmeye kadar yapılacak sayısız etkinlik ve görülecek birçok yer bulunur. Hotel New Otani Osaka, eski ile yeninin bir araya geldiği bu şehrin ruhunu mükemmel bir şekilde yansıtır. Gökdelenlerin ve görkemli beyaz-yeşil Osaka Kalesi'nin karşısında yer alan otel özellikle kiraz çiçekleri mevsiminde çok güzeldir. Ekstra olarak, övgü alan birkaç Japon restoranı da dâhil olmak üzere konaklama yerinde bulunan yemek salonlarıyla birinci sınıf mutfaklar elinizin altındadır.
Verona: Roma için bir Rönesans alternatifi
Roma'da biraz vakit geçirerek İtalya'nın etkileyici şehirler konusunda ne kadar başarılı olduğunu görebilirsiniz. Antik ve romantik kökenlere sahip, meşhur Romeo ve Juliet'in evi olan Verona; bu şehirlere güzel bir örnektir. Sanat merkezi olan bu şehir, her yaz birinci yüzyıldan kalma amfi tiyatrosunda ünlü bir opera festivaline ev sahipliği yapar. Tıpkı başkent gibi bu şehir de olağanüstü İtalyan şarapları ve yemekleri sunmanın gurur kaynağı olarak görüldüğü "la dolce vita" anlayışının güçlü bir savunucusudur. Muhteşem bir Rönesans villasında yer alan Byblos Art Hotel Villa Amistà, şehrin değerli bir temsilcisidir. Otelin özenle tasarlanmış modern dokunuşları, olağanüstü geçmişine duyulan bariz sevgiyle ustaca harmanlar. Beklenmedik derecede cesur bir sanat koleksiyonuna sahip otelde geçireceğiniz bir gece size aynı zamanda Jean-Michel Basquiat, Cindy Sherman, Sol Lewitt ve daha pek çok sanatçının eserlerini keşfetme fırsatı sunar.
Dominika: Bahamalar için güneşli ve kumlu bir alternatif
Yaklaşık 700 adet cennet adasıyla Karayipler'de sonsuza kadar tatil yapabilirsiniz. Ancak tatil meraklıları bu pastoral bölgede çok fazla çeşit olduğunu ve sadece tek bir ülkeyle sınırlı kalmamak gerektiğini bilir. Göreceli olarak daha az bilinen ve "Doğa Adası" olarak adlandırılan Dominika keşfedilmeyi bekliyor. Üçte ikisi yağmur ormanlarıyla kaplı olan ada, yanardağlara ve kaplıcalara çıkan yürüyüş parkurlarıyla çevrilidir. Sürdürülebilirliğe önem veren Rosalie Bay Eco Resort and Spa'da konakladığınızda kendinizi doğayla bütünleşmiş hissedeceksiniz. Otel, zencefil zambağı ve frangipani çiçekleriyle dolu bir arazide yer alır. Yemeklerde otelin organik bahçesinden toplanan ürünler kullanılır, nehir kıyısında canlandırıcı spa hizmetleri sunulur. Belki de en büyüleyici olan, bu koydaki siyah kumlu plajda şahin gagalı kaplumbağaların yumurtlamasını ve yumurtadan çıkmasını izlemektir.
Detroit: New York için cesur ve sanatsal bir alternatif
New York'un yerini tutacak bir şehir mi? Zor gibi görünebilir ama iş 1990'lı yıllar öncesindeki NYC'nin yaratıcı ruhunu yakalamaya geldiğinde Detroit bunu başarıyor. Hem Motown'ın hem de tekno müziğin doğduğu "geri dönüş şehri" hâlâ müzikle dolu. Şehir, Detroit Institute of Arts gibi gerçek kültürel merkezlerle dolu ve Sugar Hill Arts District'te yükselen isimlere ev sahipliği yapıyor. Şehrin girişimci yaklaşımı, konaklama konusunda da New York ruhunu yansıtıyor: Shinola Hotel, Detroit adını taşıyan saat ve deri ürünleri markasının olağanüstü bir konaklama yerinde konukseverlikle birleştiği güzel bir örnek. Çatı katı tarzı pencereler ve sanat eserleriyle dolu bu otel, kusursuz bir şekilde özenle tasarlanmasına rağmen ev sıcaklığı sunuyor (çok sayıda şöminenin de buna katkısı yadsınamaz). Muhteşem yemekler de sizi bekliyor: Şef Andrew Carmellini (sadık bir New York sever) otel bünyesindeki İtalyan restoranı San Morello'yu işletiyor.
Brüksel: Paris için mutfak şöleni sunan bir alternatif
Paris genellikle Avrupa'nın romantizm başkenti olarak görülür ve bu sebeple markalaşma konusunda Brüksel'e göre bir avantaja sahiptir. Ancak birbirine 80 dakikalık bir Eurostar tren yolculuğu mesafede olan bu iki avrupai güç merkezinin pek çok ortak noktası var. Brüksel'in muhteşem Gotik meydanları ve görülmesi gereken Art Nouveau noktaları, nispeten kompakt ve büyük ölçüde trafiğe kapalı şehir merkezi sayesinde zahmetsizce keşfedilebilir. Ayrıca şehir olağanüstü derecede çok kültürlüdür. Caddede sıralanan kafeler ve gösterişli restoranlarda her tür bölgesel mutfak lezzetini bulabilirsiniz. Nerede konaklama yapacağınıza gelince yeni Corinthia Grand Hotel Astoria Brussels, Belle Epoque tarzındaki görkemli bir binada yer alıyor ve yer altında şık Sisley Spa'ya ev sahipliği yapıyor. Bu otelin fiyatları düşük olmasa da Paris'teki saray damgalı otellerle karşılaştırıldığında bu kalitedeki bir otel için mükemmel bir değer sunuyor.
Liverpool: Londra için canlı gece hayatına sahip bir alternatif
Elbette Birleşik Krallık'ı ilk kez ziyaret ediyorsanız Londra'yı görmeden olmaz ancak birçok İngiliz size Liverpool'un İngiltere'nin en sosyal ve en misafirperver şehri olduğunu söyleyecektir. Renkli, seçkin ve oldukça arkadaş canlısı gece hayatı efsanedir. The Beatles'ın çıkış yeri olmasıyla ünlü olan bu bölge aynı zamanda prestijli futbol kulüplerine de ev sahipliği yapmaktadır, bu nedenle maç günleri oldukça hareketli geçer. Yüzyıllardır önemli bir liman kenti olan Liverpool'un kalbinde su kenarında sıralanan görkemli binalar bulunur. Yakındaki yenilenen rıhtımlar boyunca uzanan ve binası bir depodan dönüştürülen Titanic Hotel, karakteri ve kentsel cazibesiyle öne çıkıyor. Otelin geniş odaları ve hareketli Rum Bar'ı, İngiliz ruhunu son derece yansıtan geleneksel bir beş çayına kadar uzanan yeme-içme olanaklarıyla güzel bir şekilde tamamlanıyor.
Bacalar: Tulum için göl kenarında huzurlu alternatif
Her ne kadar popülerliğini koruyan Tulum Meksika'yı keşfetmek için harika bir başlangıç olsa da, bilinçli misafirler daha fazlasını isteyecektir: Arabayla sadece üç saat uzaklıkta ve Belize sınırına yakın, nispeten ücra bir bölgede yer alan güzel Bacalar daha huzurlu bir ortam sunar. Meksika'nın "Pueblos Mágicos" noktalarından biri olarak adlandırılan bu şehir, zümrüt renkli devasa bir lagün kıyısında yer alır. Misafirler mangrov ormanları arasında kanoyla gezebilir veya hamakların keyfini çıkararak kitap okuyabilir. Yemyeşil bitkilerin daha sakin bir hava kattığı sert beton duvarlarıyla Casa Hormiga; Bacalar'ın bohem, zahmetsiz ancak havalı ortamına mükemmel bir şekilde uyum sağlıyor. Burada günler ücretsiz yoga dersleri, ruhsal açıdan doygunluk sunan zengin spa hizmetleri ve su kenarındaki plaj kulübünde dinlenip rahatlama gibi olanaklarla doludur. Hepsi oldukça uygun fiyatlarla sunulur.